Member-only story
Güvenmek mi? Güvenmemek mi ¿
Gelelim hepimizin mutlaka üzerine düşündüğü ve belki de hâlâ düşünmeye devam ettiği konuya: Güvenmek!
Öncelikle küçük bir soru sormak istiyorum: Yeni tanıştığınız birine ne kadar sürede, ne derecede güvenirsiniz?
Şahsen ben, geçtiğimiz birkaç aya kadar hep aynı bakış açısına sahiptim. Küçüklüğümden beri Allah’a şükür hep sosyal biriydim. Hiç çekinmeden, korkmadan çoğu ortama girip uyum sağlayabilen; çok zor anlaşılan insanlarla da bir şekilde iletişim kurmayı başarabilen biriydim. Genelde tanıştığım kişilere güvenme derecem, ortalamanın biraz üzerindeydi.
Yani basitçe şöyle düşünüyordum: Kendi hayatımdan bilgiler verir, kendimi tanıtır, merak ederse de anlatılamayacak özel bir durum olmadığı sürece her şeyi rahatça söyleyen biriydim. Olur da bir gün zaaflarımı kullanmaya kalkarsa, elindeki bilgileri aleyhime çevirirse o kaybederdi; arkadaşlığımı, ilişkimi, dostluğumu bitirir, çıkar giderim diyordum.
Bu düşünce yapısı birçok insan için belki de çok tehlikeli gelebilir. Ama benim korkmama sebebim, kimseden sakladığım bir şey olmamasıydı. Bu özellik bence hem çok güzel hem de çok kötü bir özellik.
Güzel tarafına bakarsak, karşımdaki insanın bana güvenilir bir gözle bakmasını ve benimle samimiyet kurmasını sağlıyordu. Ama aynı zamanda her şeyimi kimi zaman sorulduğunda, kimi zaman da sorulmadan…